20 Nisan 2010 Salı

Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.

                    Behçet Necatigil

Bir Şey Var Aramızda(Birisi)

Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda...

                       Nahit Ulvi AKGÜN

Hobilerimden seçmeler-2



19 Nisan 2010 Pazartesi

Hobilerimden Seçmeler -1
















İşte boş zamanlarımda yaptığım bazı elişi örneklerim.Yorumlarınızı bekliyorum.

18 Nisan 2010 Pazar

Ceviz kabuğundan gemiler yapmak


Elişi gibi bir hobiyle ilgilenmek hem boş vakit değerlendirmek hem de sorunlardan,sıkıntılardan uzaklaşmak için harika bir yol.Ceviz kabuğunun içini mumla doldurdum,yelken şekli verilmiş kağıdı kürdana geçirip cevizin ortasına yerleştirdim.Çok basit ama güzel bir şey oldu.Şimdi kitaplığımızI süslüyor.

Bahçemizden kesitler



Merhaba.Emeklerimizin karşılığını almaya başladık.Çilekler olmaya başladı.Soğanlarsa yakında yenecek boya ulaştı.Onların büyüdüğünü gördükçe mutlu oluyoruz.Sabırsızlıkla yiyeceğimiz günleri bekliyoruz.

8 Nisan 2010 Perşembe

Kırklareli'nin meşhur içeceği:Hardaliye



Kırklareli'ne özgü bir içecek olan Hardaliye, eski dönemlerde geleneksel yöntemlerle üzüm şırasını koruyabilmek amacıyla geliştirilmiş, farklı bir içecek. Üzüm suyunun şaraba dönüşmeden saklanabilmesi için içine hardal tohumu konuyor ..

Köftesiyle ve peyniriyle(süzülmüş) meşhur Kırklareli'nin yemek kültüründe pek bilinmeyen bir içecek de var. Adı, hardaliye. Hardaliye eski dönemlerde, geleneksel yöntemlerle üzüm şırasını koruyabilmek amacıyla geliştirilmiş, sezonluk üretilen, tadı ve kokusu çok hoş bir içecek. Kırklareli'ne özgü bu içecek, üzüm suyu şaraba dönüşmeden korunabilsin diye içine hardal tohumu konulmasıyla yapılıyor. Bu işlemin, üzümün içindeki şekerin alkole dönüşmesini engellemek için, dini sebeplerle yapıldığı da söyleniyor.
Hardaliyenin hammaddesi yaş üzüm. O nedenle üretimi, üzümlerin iyice olgunlaştığı bağbozumu zamanı, yani eylül, ekim ve kasım aylarında yapılıyor, mayıs ayına kadar saklanabiliyor. Saplarından ayrılan üzümler hafifçe yıkandıktan sonra fazla parçalanmadan, musluğu tabanından 10 cm kadar yükseklikte bulunan meşe bir fıçıya konuyor. Bir kat üzüm, bir kat taze vişne yaprağı ve parçalanmış siyah hardal tohumu, fıçının ağzında bir karış boşluk kalacak şekilde döşeniyor. Üzerine, üzümlerden süzülen üzüm suyu ile şıra tozu dökülüyor. Bir gün arayla iki kez fıçının altındaki musluktan şıra alınıp, yeniden fıçının üzerine dökülerek devir işlemi yapılıyor. Hardaliye, 20-25 derece civarındaki ortamda 20 günlük bir dinlendirmeden sonra süzülüyor ve içilebilir duruma geliyor. Hardaliyenin, kroner kalp hastalıkları ve kolesterole karşı yararlı bir koruyucu olduğu söyleniyor. Bağışıklık ve sindirim sistemlerinin güçlenmesinde yardımcı olduğu ve kansere karşı koruyucu özelliği olduğu da yaygın inanışlar arasında.
Hardaliye Türkiye lezzet haritasına Kırklareli’den işaretli, olgunlaşmış üzümlerden elde edilen alkolsüz, buruk içimi ve ferahlatıcı özellikleriyle karakteristik bir içecektir. 20 Kasım 1930 yılında Kırklareli ziyareti sırasında kendisine ikram edilen hardaliye hakkında Mustafa Kemal ATATÜRK şu cümleleri sarfeder : “Bunu milli bir içecek haline getiriniz.” Ne yazık ki onun bu isteğinin üzerinde gerekli ilgi gösterilememiştir. Senelerce birkaç kişi etrafında ev üretimi olarak varlğını sürdüren hardaliye, şu sıralar sesini yükseltmeye çalışan girişimlerle eski görkemli günlerine dönmeye çalışıyor
Evliya Çelebi ünlü seyahatnamesinde Kırklareli ve civarında rasladığı “içinde adam yürüse kaybolur” diye anlattığı o üzüm bağlarından bahseder. Kırklareli'ye dair araştırmalarıyla bir diğer araştırmacı yazar, Ali Rıza DURSUNKAYA, bu yüzyılın ilk çeyreğine kadar öküz arabalarına yükleen küpler ve sandıklar içerisinde bağlardan taşınan üzümlerin şıralarından yolların vıcık vıcık hale geldiğinden haberdar oluyoruz.

Uzun yıllar boyunca kişisel özverilerle bugünlere taşınan hardaliyeyi en layıkıyla bulabileceğiniz yer Kırklareli’ye 6 km mesafede bulunan Kızılcıkdere köyüdür.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Fotoğrafçılıkla ilgilenenlere

Fotoğrafçılıkla ilgili güzel bir site buldum.Aradığınız pek çok bilgiye ulaşabileceğiniz bir site.Photoshopta en çok kullanılan uygulamaları görmek için buraya tıklayın.

3 Nisan 2010 Cumartesi

Soğanlar çıkmaya başladı:)


Ektiğimiz arpacık soğanları çıkmaya başladı.Yetiştirmesi en kolay olanı bu.Yüzeye yakın ekiyorsunuz,sık aralarla da olabilir.En fazla 10-15 gün içinde yeşeriyor.Balkonda saksıda da kolaylıkla yetiştirilebilir.

Pin it

Popüler Yayınlar